Kurgan Sistemi Hakkında Bilgilendirme Notu
Güncel Yazılar • Vergi Hukuku
Son dönemde, bazı kamu kurumları ve meslek grupları tarafından “Kurgan Sistemi” adıyla anılan uygulama kapsamında mükelleflerden veya meslek mensuplarından çeşitli bilgi ve belgelerin talep edildiği gözlemlenmektedir. Ancak bu uygulamanın herhangi bir kanun veya yönetmelik dayanağı bulunmamaktadır.
1. Hukuki Dayanak Eksikliği
Türk vergi mevzuatında, vergi idaresinin bilgi isteme yetkisi Vergi Usul Kanunu’nun 148, 149 ve 256. maddeleri ile sınırlandırılmıştır. Bu maddeler, yalnızca vergi incelemesi veya yoklama gibi usule uygun süreçler çerçevesinde kullanılabilir. İnceleme başlatılmadan, resmi bir tutanak düzenlenmeden veya mükellef hakları güvence altına alınmadan yapılan bilgi talepleri hukuken geçerli değildir.
2. Meslek Mensuplarının Sorumluluğu
Serbest muhasebeci mali müşavirler (SMMM) ve yeminli mali müşavirler (YMM), mükellef bilgilerini ancak kanuni yetkiye dayanan talepler karşısında paylaşabilirler. Kanuni temeli olmayan taleplerin yerine getirilmesi, mükellef sırrının ihlali anlamına gelebileceği gibi, 3568 sayılı Kanun ve Türk Ceza Kanunu kapsamında da sorumluluk doğurabilir.
3. Yargı Görüşü
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu ve bölge idare mahkemelerinin çeşitli kararlarında, idare tarafından kanuni dayanak olmadan yapılan bilgi taleplerinin hukuka aykırı olduğu açıkça vurgulanmıştır. İdarenin “genel amaçlı veri toplama” niteliğindeki talepleri, mükellefin anayasal haklarını daraltıcı nitelikte kabul edilmektedir.
4. Önerilen Yaklaşım
- Kurgan sistemi veya benzeri uygulamalardan gelen talepler karşısında, mükellefler ve meslek mensupları öncelikle talebin dayanağını yazılı olarak istemelidir.
- Herhangi bir mevzuat atfı yapılmamış veya inceleme sürecine bağlı olmayan bilgi istemleri yerine getirilmemelidir.
- Gerekli görülmesi halinde, bu tür taleplerin yargı yoluyla iptali veya yürütmesinin durdurulması mümkündür.
5. Sonuç
Kurgan adı altında yürütülen veri toplama veya belge isteme işlemleri, mevzuatta karşılığı olmayan ve idari yetki sınırlarını aşan uygulamalardır. Mükelleflerin ve meslek mensuplarının, kanuni güvence olmadan bu tür işlemlere cevap vermemesi, hem kendi haklarını hem de mükellef sırlarını korumak açısından büyük önem taşımaktadır.