Bilmeden Sahte Fatura Kullanmak: Vergi Sorumluluğu Nerede Başlar, Nerede Biter?
Vergi hukukunda en sık karşılaşılan risklerden biri, bilmeden sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge (SMİYB) kullanmaktır. Bir mükellef, ticari ilişki içinde bulunduğu firmadan gelen faturanın sahte olduğunu sonradan öğrense bile, Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi kapsamında “sahte belge kullanma” suçlamasıyla karşılaşabilir. Bu nedenle, kast unsuru ve iyi niyetli mükellef kavramı, yargı kararlarında hayati önem taşımaktadır.
Sahte Fatura Kullanmanın Hukuki Tanımı
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesine göre: “Gerçek bir muamele veya durum olmadığı hâlde düzenlenen belgeler sahte belgedir.” Ancak burada asıl kritik nokta, mükellefin kastıdır. Kişi, gerçeğe aykırı belgeyi bilerek ve isteyerek kullanmışsa cezai sorumluluğu doğar. Fakat bilmeden, makul bir özen göstererek yapılan işlemlerde, ceza değil yalnızca idari düzeltme veya tarhiyat gündeme gelir.
Yargı İçtihatları: “İyi Niyetli Mükellef” İlkesi
- Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu – 2022/1197 E., 2024/263 K.: “Faturanın sahte olduğunun anlaşılabilmesi için, alıcının makul bir özen göstermesine rağmen sahtecilik belirtilerini fark etmesinin beklenemeyeceği durumlarda, mükellefe kaçakçılık suçu isnat edilemez.”
- Danıştay 4. Daire – 2023/1035 E., 2024/812 K.: “Sadece sahte belge düzenleyicisiyle işlem yapılması, tek başına mükellefin suç kastını göstermez; fiilin sürekli ve bilinçli olması gerekir.”
Bu kararlar, iyi niyetli mükelleflerin cezai sorumluluktan korunması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Bilmeden Sahte Fatura Kullanımı Nasıl Anlaşılır?
Vergi denetimlerinde genellikle şu kriterler incelenir:
- Belgeyi düzenleyen firmanın adresinde fiilen faaliyet gösterip göstermediği,
- Banka hareketleri ve ödeme belgelerinin gerçekliği,
- Teslim veya hizmetin fiilen yapılıp yapılmadığı,
- Alıcı tarafından makul bir özen gösterilip gösterilmediği.
Mükellef, bu konularda gerekli belgeleri ve kanıtları sunabiliyorsa, cezai değil, yalnızca düzeltici işlem uygulanır.
Uygulamada En Sık Yapılan Hatalar
- Tedarikçinin vergi sicil kaydı veya adresinin kontrol edilmemesi,
- Fatura bedelinin nakit ödenmesi (banka kanalıyla değil),
- Teslimin veya hizmetin fiilen belgelenmemesi,
- Sorgulama yapılmadan yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması.
Bu hatalar, bilmeden yapılan bir işlemi bile idarenin gözünde “bilerek yapılmış gibi” gösterebilir.
Nasıl Önlem Alınabilir?
- Her fatura öncesinde GİB “Doğrulama Servisi” üzerinden sorgulama yapılmalıdır.
- Tüm ödemeler banka veya kayıtlı elektronik ortamlar üzerinden yapılmalıdır.
- Teslim veya hizmete ilişkin fotoğraf, irsaliye, kargo veya konşimento gibi belgeler saklanmalıdır.
- Şüphe varsa işlem yapılmadan önce muhasebeci veya hukuk danışmanına başvurulmalıdır.
Ceza ve Sorumluluk Farkı
- Bilinçli kullanım: VUK 359 kapsamında 3–8 yıl hapis cezası gündeme gelebilir.
- Bilinmeden kullanım: Vergi ziyaı tarhiyatı yapılabilir; ancak ceza mahkemesinde suç oluşmaz.
Bu ayrım, hem savunma stratejisi hem de vergi yargılamasında davanın yönünü tamamen değiştirir.
Profesyonel Destekle Süreci Yönetmek
Sahte fatura kullanımı iddiası her zaman suç değildir. Birçok dosyada, bilmeden yapılan ticari işlemler doğru belgelerle desteklendiğinde cezai sorumluluk ortadan kaldırılabilmektedir. Özbey Hukuk Bürosu, sahte belge iddiaları, vergi kaçakçılığı suçlamaları ve VUK 359 kapsamındaki davalarda mükelleflerine hem savunma hem de stratejik danışmanlık desteği sunar. Her dosyada temel hedefimiz, mükellefin iyi niyetini ve ticari itibarını hukuki güvence altına almaktır.
Eğer size sahte fatura kullanımı isnat edildiyse, vakit kaybetmeden hukuki süreci birlikte planlayalım.