VERGİ MÜKELLEFLERİNİN ÖZEL ESASLARA (KOD LİSTE) ALINMA İŞLEMİ ANAYASA VE KANUNLARA AYKIRIDIR
Vergi mükellefleri, sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge düzenlemek veya kullanmak gerekçesi ile özel esaslara tabi mükellefler listesine, başka bir deyişle kod listesine alınmakta ve vergi denetim kurumlarınca öncelikle incelenmektedir. Özel esaslara tabi mükelleflerden alış-satış yapan firmalar da bu mükelleflerden aldıkları faturalardan dolayı sorun yaşamakta, KDV indirimleri reddedilmekte ya da KDV iadesi alamayabilmektedirler. Özel esaslara alınmanın mükellefler için doğurduğu bu olumsuz sonuçlar ticari hayatı firmalar için zor duruma sokmaktadır.
Mükelleflerin özel esaslara (kod listesi) alınma işleminin aşağıda gerekçelendirdiğimiz üzere Anayasaya aykırı olduğu açıktır:
Anayasanın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlıklı 48. maddesinin 2. Fıkrasında: “Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yine Anayasanın “Çalışma Hakkı ve Ödevi” başlıklı 49. maddesinin 2. Fıkrasında: “Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
“Vergi Ödevi” başlığını taşıyan 73. maddesinin 3. fıkrasında da: “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre devletin çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri yapması ve buna dair tedbirleri alması bir görev iken, çalışma, çalışanlar açısından bir hak ve ödevdir. Gerek bu alanda yapılacak düzenlemelerin gerek çalışma hayatının bir sonucu olan vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerle ilgili düzenlemelerin yasa ile yapılması ise zorunludur. Dayanağını Anayasaya uygun olarak çıkarılmış olan bu yasalardan almayan düzenlemelerle bir takım hak ve yükümlülükler getirilemez. Bu suretle çalışma barışının sağlanması yanında, özel teşebbüslerin güvenlik ve kararlılık içinde çalışması da temin edilmiş olur.
Mükelleflerin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığı iddiası ile özel esaslara tabi mükellefler listesine alınması işleminin hiçbir yasal düzenleme bulunmadığı gibi, Anayasa’da da buna izin veren bir hüküm yer almamaktadır. Bu şekilde yasal dayanağı olmadan yapılacak bir sınıflandırma, vergi barışını bozucu etki yaratacağı gibi, Anayasada güvence altına alınan temel kişi hak ve hürriyetlerine de aykırılık teşkil eder. Dolayısıyla, yasal dayanağı olmadan, hukuka aykırı bir biçimde vergi idaresinin kendi içerisinde oluşturduğu bir sınıflandırma ile Mükellefleri, hakkında olumsuzluk tespit edilen mükellefler listesi olarak adlandırılan listeye alması mümkün bulunmamaktadır.